Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası "10 Kasım Atatürk'ü Anma Haftası" Özel Konseri

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası                                                                                                                                                                
         
          
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası "10 Kasım Atatürk'ü Anma Haftası" Özel Konseri
10 Kasım 2023 Cuma Saat:20.00 CSO Ada Ankara Ana Salon

Şef: Naci Özgüç (Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Doç.Dr.)
Solist: Gülsin Onay “piyano” (Devlet Sanatçısı, Emekli)
 
Program:
Wolfgang Amadeus Mozart “Don Giovanni Uvertürü”K.527
Wolfgang Amadeus Mozart Piyano Konçertosu Re Minör K.466 Nr.20
Ludwig van Beethoven “Eroica” Senfoni No 3 Mi bemol Majör Op.55 

Program Notları:

                 Wolfgang Amadeus Mozart
                “Don Giovanni Uvertürü” K.527
Klasik Batı Müziği’nin Klasik Dönemindeki en önemli bestecilerinden Wolfgang Amadeus Mozart; 27 Ocak 1756’da Avusturya’nın Salzburg şehrinde, müziğe ilgili bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken klavsen için iki kısa parçayı besteledi. Yaşamının ilk yıllarını ablası ve babası ile birlikte Avrupa kentlerinde, halka ve soylulara konserler vererek geçirdi. 17 yaşında Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yaptı. Yaşamı boyunca 626 eser besteledi. Bu bestelerin çoğu türlerinin en önemli eserleri olarak kabul edilir. Wolfgang Amadeus Mozart; 5 Aralık 1791’de, 36 yaşını doldurmadan yaşamını yitirdi.
Don Giovanni (Cezalandırılmış Çapkın), Wolfgang Amadeus Mozart tarafından bestelenen, İtalyanca metni Lorenzo Da Ponte tarafından yazılmış olan iki perdelik bir opera eseridir. Bu eserin ilk gösterimi 29 Ekim 1787'de Prag'da Ulusal Tiyatro'da oynanmıştır. Mozart bu opera eserini "opera buffa" yani operakomik, güldürücü bir biçimde olarak sınıflandırmıştır. Aslında bu eser komik opera ile opera karışımı nadir eserlerden biridir denilebilir. Prag’da yayınlanan gazetede galaya katılan müzisyenlerin daha önce hiç böylesine bir opera eseri dinlemediğini fakat çok büyük coşkuyla beğenildiğini yazmıştır.
Mozart bu eseri Viyana’daki ilk gösterimi için hazırlıkları da denetlemiş; ve eserin Viyana prömiyeri 6 Mayıs 1788 yapılmıştır. Bu prömiyer için Mozart esere ek olarak, içinde yeni melodiler de bulunan, iki yeni arya bestelemiştir. Bu eser o zamandan beri standart repertuar içinde opera sahnelerinde oynanmakta devam etmektedir. Ancak, özellikle Viyana prömiyerinde yapılan ekler dolayısıyla, değişik zamanlarda eserin değişik kısımları temsil edilmemektedir. Bazen orkestra şeflerinin isteğine bağlı olarak kullanılmaktadır.
Bu uvertürün hikayesi ise şöyledir: Mozart, bu eseri “Don Giovanni Operası’nın” galasından hemen önce 28 Ekim 1787 gecesi arkadaşlarıyla içki içerken bir arkadaşının hatırlatması üzerine tamamlamak için eşiyle evine döner. Mozart gibi üstün yetenekli birisi için bu uvertürü yazmak zaten çocuk oyuncağıydı çünkü işi tamamı hazır olan bir esere giriş müziği yazmaktı. Ancak galaya da çok az vakit vardı. Mozart’ın eşi Constanze Veber onu uyanık tutma görevini üstlenmişti ve Mozart’ın arada 2 saatlik uyumayla eseri 3 saat gibi bir sürede tamamladı. Mozart’ta kopyaları müzisyenlere yetiştirmeyi başardı. O gece müzisyenlerin hepsi tüm yeteneklerini sergilediler ve ortaya müthiş bir iş çıkardılar.

Mozart prömiyerlerde orkestra yönetmenliği yapmıştır. Bu eserde orkestra 2 flüt, 2 obua, 2 klarnet ve 2 fagot'tan oluşan üflemeli aletlerden; 2 korno, 2 trompet, 3 trombon, bir timpaniden oluşan bakır nefesli çalgılardan, sürekli bas partisi ve yaylı sazlar kısmından oluşmaktadır. Ancak Mozart bazı perdeler için özel müziksel enstrümanlar da kullanılmasını istemiştir. Opera 2 perdeden oluşuyor. Perde 1'de Sahne 1 sonundaki balo için ana karakterlerin dansına eşlik etmek için üç değişik müzik grubuna üç değişik ölçüde çalınması gereken müzikte bestelemiştir. Perde II'de Don Giovanni'nin mandolin çalması gerekmekte ve bu mandoline yaylı sazlar pizzicato (yayla değil parmakla çekilerek çalma tekniği) çalarak eşlik etmektedirler. Aynı perde de sonradan Commandatore heykeli ilk defa konuşmaya başlayınca buna üç trombonun eşlik ettiği duyulur. Uvertür, 2/2’lik ritimle 292 ölçü kullanılarak bestelendi. Uvertürün girişi Re minör Andante (yavaş) bir düzenle başlar ve devam eder. 2. Bölüme geçerken ritim 16’lık ve 32’lik notalarla hareketlenir. 2.bölüm Re majör ile başlar. Molto Allegro (Çok canlı) ve aralarda hızlı arpejlerle ve ana temadan cümlelerle sonuca bağlanır. Eser toplamda 6 dakikadır.                                                                        Fahriye Nazlı AKSU
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          
           Wolfgang Amadeus Mozart
           Piyano Konçertosu, No. 20, Re minör, K. 466
Klasik Batı Müziği’nin Klasik Dönemindeki en önemli bestecilerinden Wolfgang Amadeus Mozart; 27 Ocak 1756’da Avusturya’nın Salzburg şehrinde, müziğe ilgili bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken klavsen için iki kısa parçayı besteledi. Yaşamının ilk yıllarını ablası ve babası ile birlikte Avrupa kentlerinde, halka ve soylulara konserler vererek geçirdi. 17 yaşında Salzburg sarayında müzisyen olarak görev yaptı. Yaşamı boyunca 626 eser besteledi. Bu bestelerin çoğu türlerinin en önemli eserleri olarak kabul edilir. Wolfgang Amadeus Mozart; 5 Aralık 1791’de, 36 yaşını doldurmadan yaşamını yitirdi.
Mozart, minör tondaki bu ilk konçertosunu 10 Şubat 1785'te Viyana'da tamamladı. Hemen ertesi günkü abonman konserinde yorumlanan eseri, konserde bulunan babası Leopold Mozart, kızı Marianne'e yazdığı 14 Şubat 1785 tarihli mektupta şöyle anlatır:
"Wolfgang'ın yeni ve başarılı piyano konçertosunu, biz salona geldiğimizde nota kopisti daha yazıyordu ve kardeşin de kopyaları kontrol etmek zorunda olduğu için Rondo'yu bir kere bile çalacak vakti bulamadı ."
Mozart'ın 15 Şubat günü soprano Distler'in evinde tekrarladığı, pek de eğlendirici tınıları olmayan bu konçerto, anlatımındaki romantik çağın öncü renkleri ve duygu yoğunluğu nedeniyle 19. yüzyılda daha çok beğenildi. Ancak Mozart'ın orijinal kadansları günümüze ulaşamadı. Beethoven'ın birinci ve üçüncü bölümler için yazdığı kadanslardan ikincisi ise bugün British Museum'da (İngiliz müzesinde)korunmaktadır. Eski hafiflikten, oyundan uzaklaştığı, daha ciddi şekilde, bilinçli tarzda varlığını, kaderini duyurduğu, kısaca kendi portresini yansıttığı eser olarak kabul edilen bu konçertoda Mozart, artık sosyetenin hizmetinden uzaklaşmış, onların beğendiklerine yönelmek yerine sanatın sonsuzluğuna yönelmiştir.1784'te altı piyano konçertosu besteleyen Mozart 1785'te üç taneyle yetinecek ve klasik formu korumasına karşın içerik yoğunlaşacaktır.

1.Bölüm
Solo piyano ve flüt, iki obua, iki fagot, iki korno -Mozart'ın "clarini" adını verdiği- iki trompet, timpani ve yaylı çalgılar için yazılan konçertonun 1. Bölümü 4/4'lük ölçüde, Re minör tonda, çabuk (AIIegro) tempoda karanlık havada uzun bir orkestra girişiyle başlar. Orkestra -ölümün, Requiem'in tonalitesinde- sunduğu bu temayla yalnızca kötü kaderi vurgulamak ister gibidir. İlki basların egemenliğinde Re minör, ikincisi Fa Majörde önce flüt, sonra obua, en sonunda da yaylılarda değişimle duyurulan iki tema da orkestraya verilmiştir; piyano bunlarla ilgilenmez, kendi sakin ve lirik resitatifine başlar, sonra 16'lık notalarla hızlanır, orkestranın birinci temasıyla birleşir. Kromatik yükselen bu pasajlar süsleme değil, tutkulu heyecanın anlatımıdır. Piyanonun sunduğu ikinci tema daha ezgiseldir ve gergin ortamı hafifletir. Piyanonun içtenlikli üçüncü teması ise üfleme çalgıları daha dostça davranmaya zorlar gibidir. Geliştirimde ise üç kez -Fa Majör, Sol minör ve Mi bemol Majör- piyanonun lirik resitatifi akıcı arpejlerle işlenir. Tekrar (reprise) bölmesi ise dramatik aksanlarla başlar. Beethoven'ın kadansından sonra da 32 mezürlük uzun bir orkestra geçidi ise Mozart'ın solist yerine senfonik anlatıma verdiği önemi sergileyerek bölümü hafifçe sona erdiri

2. Bölüm
2. bölüm yine 4/4'lük ölçüde, alışılmamış Si bemol Majör tondadır. Temposu belirtilmemiş, ancak Mozart'ın piyano konçertosunda ilk kez kullandığı Romanze (romans) başlığı uygun görülmüştür. Ama bu sade başlık altında ince bir bestecilik ustalığı, hem basitlik hem de anlatım mükemmelliği gizlenir. Bundan sonra da Mozart Korno Konçertosu, Küçük Bir Gece Müziği gibi bazı eserlerinde "Romanze" başlığına yer verecektir. Daha lirik yansıtabilmek için orkestradan trompetleri ve timpaniyi çıkaran Mozart bu üç bölmeli romansı solo piyanoyla başlatır. Piyanonun sunduğu, genellikle ağırca (Andante) tempoda çalınan bu tema, Mozart'ın en güzel ve duygulu melodilerindendir. Ama Mozart alla breve (2/2’lik ölçü) çizgisiyle temponun çok ağır alınmasını önlemiştir. Bu ezgisel tema, piyano ve orkestra arasında geniş bir ırmak gibi, ama paylaşılarak sakin ve berrak akar. Aradaki intermezzo benzeri bölme ise kontrast oluşturmak için Sol minör tonda, biraz huzursuzca gezinen 16'lık triyole piyano figürleriyle işlenir, buna da metal üfleme çalgılar melodinin parçalarıyla karşıtlık sağlar. Lirik ve soylu melodinin tekrar hazırlanıp sunulması bölüme yine eski havasını kazandırır ve Romanze hafifçe sakinleşerek ustaca bir ritardando ile sona erer.

3. Bölüm
Rondo başlıklı 3. bölüm 4/4'lük ölçüde, yine alla breve işaretli, oldukça çabuk (AIIegro assai) tempoda ve ana tonalite Re minörde başlar. Yine piyanonun sola sunduğu canlı temayı, orkestranın tuttisi alıp geliştirir. Biraz buruk ama tutkulu tema, ileride Beethoven'a da esin kaynağı olacak bu anlatım, daha da vahşi şekilde piyano sonatlarında kullanılacaktır. Piyano tarafından atılırcasına bir buçuk oktavlık bir gam gibi yükselerek başlayan ve "Mannheim roketi" diye de anılan stildeki bu tema, kontrpuan ustalığıyla orkestra tarafından işlendikten sonra iki yan tema daha oluşur: Kovalanırcasına, baskı altındaki Fa minör temayla sakin ve sevimli oluşuyla çevreye yabancı kalan Fa Majör tema... Ama ana tema her zaman karışmakta, piyano kadansına başlayacağı zaman bile aniden ortaya çıkmaktadır. Piyanonun uzun ve ana tema üzerine kadansından sonra tahta üflemeler yine ana temayla belirir ve tüm orkestra canlı bir coda'yla Majör tonda eseri sona ulaştırır.                                       Fahriye Nazlı AKSU
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                           
                    Ludwig van Beethoven
                    “Eroica” Senfoni No:3, Mi Bemol Majör, Op.55
Ludwig van Beethoven, 16 Aralık 1770 tarihinde Almanya‘nın Bonn şehrinde doğmuştur. Hollanda asıllıdır. 7 tane engelli kardeşi vardır. Alkolik bir müzisyen olan babası Johann’dan ilk müzik derslerini aldı. 10 yaşındayken Christian Neefe’den ders aldı. Beethoven, ailesinin geçimine katkıda bulunmak için 13 yaşına geldiğinde, Neefe’in Seçmen Prens Maximilian Friedrich’in sarayındaki orkestrasında klavye çalmaya başladı. Aynı zamanda sarayın şapelinde ve tiyatrosunda viyola çaldı.İlk piyano sonatlarını Maximilian Friedrich’e atadı. Daha sonra icracılık Beethoven’ın hayatının büyük bir kısmını almış gibidir. Ancak Beethoven 1790’da ciddi bir şekilde beste yapmaya başladı. Bu sırada arkadaşı Kont Ferdinand Waldstein’in balesinin müziğini besteledi. Daha sonra Kont Ferdinand Waldstein Beethoven’a ücretini işverenin ödemesi şartıyla Viyana’ya gidip Haydn’la çalışmasını önerdi. Haydn’dan aldığı derslerden tatmin olamadığı için 1787 yılında Mozart’la tanıştı ve Mozart misafirlerine şöyle dedi: “Burada piyano çalan çocuğa iyi bakın, ilerde tüm dünya ismini duyacaktır”. Daha sonra Beethoven, Viyana’daki önemli hamlelerinden birini gerçekleştirecektir. Piyanoda gösterdiği başarı sayesinde Prens Carl Lichnowski ile eşinin de dikkatini çeker. O dönemde Avusturyalı aristokratlar müziğe çok meraklıydı. Asil karı koca Beethoven’i evlerine aldılar ve ona yılda altı yüz florin (üç bin Türk lirasına yakın) ödemeyi kabul ettiler. Bu arada genç müzisyeninin Viyana sosyetesinde de tanınmasına yardımcı oldular. 1794 yılına dek Viyana aristokrasisi içindeki müzik aşıklarına saraylarda ve özel toplantılarda çaldı. 1795 yılına kadar halka açılmamıştı. Başlangıçta bir besteci olarak değil, bir piyanist ve öğretmen olarak adını duyurdu ve kısa zamanda üne kavuştu. 1798 yılında Beethoven işitme problemleri yaşamaya başladı. Bu tarihten itibaren 21 yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmadı. Ancak 1819 yılına gelindiğinde yazarak insanlarla diyalog kurmaya başladı, artık tamamen sağırdı. 21 yıl boyunca çekilen yalnızlık çok derin acılar yaşamasına neden oldu. Beethoven bütün senfonilerini işitme problemi yaşamaya başladıktan sonra bestelemesi de dikkate değer bir olaydır. Napoleon Bonepart’a adanan kahramanlıkla ilgili büyük bir eser olan Eroica’yı yazma fikri 1798’den beri Beethoven’ın aklından çıkmıyordu.
Beethoven, 2 Numaralı Re Majör Senfonisini besteledikten kısa bir süre sonra 3 Numaralı Senfonisini bestelemeye başlamıştı. 1802 tarihinde başlayan süre 1804’ün başlarında son buldu. Bu yıllar arasındaki dönem dünya için oldukça kritik bir zamandı, Napolyon Savaşları oldukça ateşli bir şekilde devam etmekteydi. Beethoven, Napolyon Bonaparte’ın ilk başlarda benimsediği demokratik fikirleri büyük bir hayranlıkla karşıladı, Napolyon’un büyük bir takipçisi oldu ve bir süre onu Avrupa monarşilerini yıkıp Avrupa’ya özgürlük getirecek biri olarak gördü. Bu düşünceler, Beethoven’ın yeni senfonisine de etki etmişti. Bu öyle büyük bir etkiydi ki, Beethoven, senfoninin ismini ilk başta “Bonaparte” olarak belirlemişti. Senfoninin günümüze ulaşan bir kopyasında, üstü çizilmiş, elle yazılmış iki alt başlık bulunur. Birinci başlıkta İtalyanca “Intitolata Bonaparte” yani “Bonapart başlıklı” yazar. İkinci başlıkta ise Almanca “Geschriben auf Bonaparte” yani “Bonapart için yazılmıştır” yazar.
Viyana’da bulunan 1804 tarihli bir el yazmasının ön sayfasında yine İtalyanca “Sinfonia GrandeIntitulata Bonaparte” yani “Bonaparte için Büyük Senfoni” yazar. Daha Napolyon’un isminin yer aldığı bir sürü el yazısı bu yazmanın içinde mevcuttur.
Beethoven senfonisini neredeyse bitirmişken herkesi şok eden bir şey olur, Napolyon kendini imparator ilan eder. Durum böyle olunca Beethoven’ın içindeki Napolyon sevgisi sönmüş, yerini büyük bir nefret almıştır. Beethoven Napolyon’un kendini imparator ilan ettiğini öğrendiği an, kendi el yazmasının ilk sayfasında bulunan Bonaparte ismini yırtmıştır. Beethoven senfoniyi Napolyon’a adamaktan vazgeçti ve senfonisini adadığı yeni kişi Prens Joseph Franz Maximillian Lobkowitz oldu. Joseph Franz, Bohemya kökenli bir aristokrattı ve Lobkowitz Hanedanına mensup bir isimdi.
Müzikle oldukça ilgilenen bir isimdir kendisi, Beethoven’a düzenli olarak maddi yardımlarda bulunmuş ve müziğini yayınlaması için destek olmuştur. Bundan dolayı Beethoven, senfonisini Joseph Franz’a adamayı tercih etmiştir. Senfoninin ilk baskısının alt başlığında “Kahraman Senfonisi, Büyük bir Adamın Anısına” ibaresine yer verilmiştir. “Kahraman Senfonisi” İtalyanca’da “Sinfonia Eroica” anlamına gelir, senfoni Eroica ismini buradan almıştır. Senfoninin ilk provaları, Joseph Franz’ın Viyana’da ki sarayında gizli bir şekilde yapılmıştır. Beethoven’ın yeni senfonisi için talepleri alışılmışın biraz dışına çıkıyordu ancak Franz Joseph bu talepleri hiç itiraz etmeden karşıladı ve provalar oldukça iyi bir şekilde yürütüldü. Joseph Franz, senfoninin gizli performanslarının iki tanesinin Bohemya’da gerçekleştirilmesini sağlayarak Bohemya’da bulunan aristokrat sınıfa bu senfoniyi tanıtmış oldu.
Eroica Senfonisi, yaygın olarak 18. yüzyılın sonlarındaki klasik üslubun olgun bir ifadesi olarak kabul edilir ve aynı zamanda 19. yüzyılda hüküm sürecek olan romantik dönemin özelliklerini de sergiler. Üçüncüsü, İkinciden hemen sonra başladı, Ağustos 1804'te tamamlandı ve ilk kez 7 Nisan 1805'te icra edildi.
Senfoni, Si bemolde 2 flüt, 2 obua, 2 klarnet, Mi bemolde 2 fagot, 3 korna, 2 trompet için bestelenmiştir.
Senfoni Bölümleri:
I. Allegro Maestoso: (Çabuk ve görkemli bir deyişle.)
II. Marcia funebre: (Cenaze marşı,Cm)
III Adagio assai, Scherzo (Oldukça yavaş, çok canlı): Allegro vivace (Allegrodan daha hızlı)
IV Final: Allegro molto (çok hızlı)
3/4'lük ilk bölüm Sonata-Allegro formundadır. Bölüm, tüm orkestra tarafından çalınan iki büyük Mi bemol Majör akoruyla başlar, böylece tonalite sağlam bir şekilde duyulur. İlk tema çellolarla başlar ve melodinin beşinci ölçüsüyle kromatik bir nota (C♯) tanıtılır, böylece parçanın armonisi oluşturulur. Melodi, birinci kemanlarla, senkoplu bir G (sol majör) dizisiyle tamamlanır. İlk tema çeşitli enstrümanlar tarafından çalındıktan sonra bölüm daha sakin bir ikinci temaya geçerek gelişme bölümüne genellikle üçüncü bölüm olan Allegro vivace’ye bağlanır. Parçanın geri kalanı gibi gelişimi de uyumsuz akorlar ve senkoplu ritmin uzun kısımları nedeniyle dikkat çekici armonik ve ritmik gerilim ile dikkat çeker.
İkinci bölüm, Do majör üçlünün yer aldığı Do minör cenaze yürüyüşü. Burada çokça fügler kullanmıştır. Bölümün ciddiyeti yüzünden cenaze törenlerinde kullanılmıştır. Dördüncü bölüm, Beethoven'ın daha önce birkaç kez kullandığı bir temanın varyasyonları dizisidir. Tema ilk olarak The Creatures of Prometheus (1800) için bale müziğinin finalinde, 12 Contradanses'ın yedincisinde kullanılmıştır. Ludwig van Beethoven, Senfoni No. 3 Op. 55, Eroica Senfonisi birçok nedenden dolayı klasik senfoni tarihinde bir dönüm noktasıdır. Parça, Haydn veya Mozart'ın senfonilerinin yaklaşık iki katı uzunluğundadır; eğer dikkate alınırsa, tek başına ilk bölüm neredeyse birçok Klasik senfoni kadar uzundur. Eser, önceki eserlere göre daha duygusal bir zemini kapsıyor ve sıklıkla müzikte Romantik dönemin başlangıcı olarak anılıyor. Özellikle ikinci bölüm, ana cenaze marşı temasının sefaletinden, daha mutlu, önemli önemli bölümlerin göreceli tesellisine kadar geniş bir duygu yelpazesini sergiliyor. Eser yaklaşık 1 saat sürmektedir.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      Fahriye Nazlı AKSU                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        
Bilet Al